Nafaka Davaları

NAFAKA NEDİR?

Nafaka, Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen durumlarda, mahkeme kararıyla bir eşin, diğerine veya yardıma muhtaç bir yakınına (örneğin, anne, baba, çocuk gibi) yapmakla yükümlü olduğu maddi yardımdır.

Nafaka, yalnızca boşanan eşler arasında geçerli değildir. Nafaka, boşanma davası açılmadan da evlilik birliğine katılmayan eşten istenebilir. Ayrıca kişi, yardıma muhtaç olan yakınına da “yardım nafakası” adı altında maddi destek sağlamakla yükümlü olabilir. Hukukumuzda tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları genellikle boşanma davalarıyla ilgilidir; ancak yardım nafakası boşanma davasıyla bağlantılı değildir. Bu kuralın istisnası ise reşit ve eğitimine devam eden bir çocuğun yardım nafakası talebidir.

NAFAKA TÜRLERİ

Medeni Kanun’da, aşağıdaki nafaka türleri tanımlanmıştır:

  1. Evlilik Birliği Devam Ederken İstenebilecek Tedbir Nafakası.
  2. Boşanma Davasının açılması ile görülen Tedbir Nafakası
  3. Yoksulluk Nafakası
  4. İştirak Nafakası
  5. Nesep Davası ile Açılan Tedbir ve İştirak Nafakası
  6. Yardım Nafakası

Aşağıda ilgili başlıklar altında bu nafaka türleri detayları ile anlatılmaktadır.

 

BOŞANMA OLMADAN NAFAKA

Boşanma Olmadan Nafaka Alınır mı? Evet.

Taraflar, Türk Medeni Kanunu’nun 196. ve 197. maddelerine göre, evlilik birliği devam ederken, boşanma süreci başlamadan önce de evin giderlerine ve bakımına katılmadığı düşünülen eş aleyhine nafaka talep edebilir.

Bu iki maddede şöyle bir ayırım vardır.

TMK m.196 ya göre talep edilmesi için eşlerin birlikte yaşamaya devam ediyor olması gerekir. Ve mahiyeti itibariyle tedbir nafakası niteliğindedir.

Eşler birlikte yaşarken

Madde 196 – (1) Eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler. (2) Eşin ev işlerini görmesi, çocuklara bakması, diğer eşin işinde karşılıksız çalışması, katkı miktarının belirlenmesinde dikkate alınır. (3) Bu katkılar, geçmiş bir yıl ve gelecek yıllar için istenebilir.

Eşlerin birlikte yaşamaya ara vermesi halinde TMK m.197 ye göre nafaka talep edilmesi gerekir.

 Birlikte yaşamaya ara verilmesi

Madde 197 – (1) Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
(2) Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.

 

Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen maddelerden anlaşılacağı üzere, boşanma gerçekleşmeden önce de nafaka talep edilebilir. Ancak, TMK 197’ye göre ayrı yaşamak isteyen ve diğer eşten nafaka talep eden için, haklı bir sebep olmalıdır.

Bu durumda önemli olan, eşlerin resmi nikahla bağlı olmaları ve nafaka talep eden eşin ayrı yaşamak için haklı bir gerekçeye sahip olmasıdır. Örnek vermek gerekirse; sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlar, aldatma, fiziksel, ekonomik veya cinsel şiddet, evden kovma ya da evlilik birliğiyle ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmemesi gibi durumlar haklı bir sebep olarak kabul edilir.

 

Boşanma Olmadan Açılan Nafaka Davası

Nafaka talebi için eşlerden birinin talepte bulunması gereklidir. Nafaka talebi genellikle yetkili mahkeme olan Aile Mahkemelerinde dava yoluyla gerçekleştirilir. Ancak Aile Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde, Asliye Hukuk Mahkemelerinde de nafaka davası açılabilir. Yetki ise genellikle eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesine aittir. Nafaka miktarının belirlenmesinde, tarafların ekonomik durumu ve evlilik sürecindeki yaşam standardı göz önünde bulundurularak karar verilir.

Boşanma Gerçekleşmeden Çocuk İçin Nafaka Talep Edilir Mi?

Evet, talep edilebilir. Türk Medeni Kanunu’nun 195. maddesine göre, boşanma olmaksızın çocuk için nafaka istenmesi, eşin haklı sebep gösterme zorunluluğunu ortadan kaldırır. Bu durumda önemli olan, çocuğun reşit olmamasıdır; reşit olmayan bir çocuk için boşanma olmadan da nafaka talep edilebilir. Eğer çocuk reşitse, kendi adına ayrıca yardım nafakası talep edebilir.

 

 

BOŞANMA DAVALARINDA NAFAKA ÇEŞİTLERİ

Tedbir Nafakası

TMK Madde 169- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince

gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.

Tedbir nafakası, boşanma davası devam ederken talep edilen geçici bir nafaka türüdür. Boşanma ve ayrılık davasının açılması, eşlere ayrı yaşama hakkı verse de evlilik birliği devam ettiği için karı koca birbirlerine karşı bakım yükümünü sürdürür. Bu bağlamda, bu nafaka, eşin kendisi için ya da ergin olmamış çocukları için istenebilir. Bu kararı hakim verebileceği gibi taraflar da herhangi bir aşamada talep edebilir. Kadın ya da erkek ayrımı yapılmadan, mali güçsüzlük içinde olan kişinin lehine karar alınır. Kusur durumu araştırılmaz, dolayısıyla daha ağır kusurlu taraf da bu nafakayı talep edebilir. Tedbir nafakası, boşanma kararı kesinleşene kadar devam eder.

Tedbir nafakasına karar verirken davanın kim tarafından açıldığı ya da kusurun kimde olduğu değil, tarafların mali durumu önemlidir. Geliri az olan eşin nafaka talebi, gelir düzeyi engel teşkil etmez. Ancak eğer kişi başka biriyle yaşayıp gereksinimleri karşılanıyorsa nafaka talebi reddedilebilir. Düzenli geliri olan eş lehine tedbir nafakası verilmez. Ancak asgari ücret, kişiyi yoksulluğu ortadan kaldıracak bir gelir seviyesine çıkarmıyorsa, diğer koşulları sağlayan kişi tedbir nafakası talep edebilir.

Çocuklar için tedbir nafakası talep edilebilmesi için ilgili çocuğun reşit olmaması gerekmektedir.

Ödenmeyen tedbir nafakası için alacaklı, icra takibi yapabilir, ancak nafaka borçlusuna cezai yaptırım uygulanamaz.

 

Yoksulluk Nafakası

TMK Madde 175- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.

Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.”

Yoksulluk nafakası, boşanma durumunda bir tarafın yoksulluğa düşmesi halinde diğer eşten malî gücü oranında süresiz olarak istenebilen bir nafaka türüdür. Nafakanın isminden de anlaşılacağı üzere, talep eden eşin yoksulluğa düşmesi esastır. Ancak yoksulluk kavramı her durumda net olarak tanımlanmaz; somut olayların değerlendirilmesiyle belirlenir.

Yoksulluk nafakasının hükmedilebilmesi için eşlerin mal varlıkları ve ekonomik güçleri üzerinde yapılan değerlendirmede, kusur durumu önemli bir faktördür. Taraflar eşit kusurluysa veya nafaka yükümlüsü hiçbir kusura sahip değilse, hakim yoksulluk nafakasına hükmedebilir. Ancak talep eden eşin, diğer taraftan daha ağır kusurlu olduğu durumlarda nafaka talebi reddedilebilir.

Yoksulluk nafakasını talep edebilmek için, boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olan tarafın bu durumu kanıtlaması gereklidir. Kendi mal varlığı ve geliriyle hayatını devam ettirebilecek olan eş, yoksulluk nafakası talep edemez.

Hakim, yoksulluk nafakasına sadece talep eden tarafın isteği üzerine hükmedebilir. Yoksulluk nafakası talebi boşanma davası sırasında ya da boşanma sonrası ayrı bir dava ile yapılabilir. Ancak boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren TMK Madde 178’e göre 1 yıl içinde talepte bulunulmalıdır, aksi takdirde zamanaşımı söz konusu olabilir.

Yoksulluk nafakasına süresiz olarak hükmedilir, fakat belirli durumlarda nafakanın kendiliğinden sona ermesi mümkündür. Nafaka alacaklısının evlenmesi veya ölmesi durumunda nafaka kendiliğinden sona erer. Ayrıca, yoksulluğun ortadan kalkması, nafaka alacaklısının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi bir başkasıyla yaşaması ya da haysiyetsiz bir hayat sürmesi durumunda mahkeme kararıyla nafaka sona erdirilebilir.

 

Yoksulluk Nafakası Ödenmez İse Ne Olur?

Yoksulluk nafakasının ödenmemesi halinde nafaka alacaklısı tarafından nafaka borçlusu aleyhine icra takip işlemlerine başlanabilir. Tedbir nafakasından farklı olarak yoksulluk nafakasının ödenmemesi halinde nafaka borçlusunun tazyik hapsi istenebilir. İcra Ceza Mahkemesi nafaka borçlusunun 3 ay süre ile tazyik hapsine karar verebilir. Ayrıca yoksulluk nafakası alacağının tamamı için nafaka borçlusunun maaşına haciz konulabilir.

 

Boşanma Davası Kesinleştikten Sonra Yoksulluk Nafakası Talep Edilebilir mi?

Yoksulluk nafakası, boşanma davası sırasında veya boşanmanın kesinleşmesinden sonra harç ödenerek ayrı bir dava yoluyla istenebilir. Ancak, sonradan açılan bu davalarda yoksulluk nafakasının koşulları, boşanma hükmünün kesinleştiği ana göre belirlenir. Yoksulluk nafakası talebinin, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe dayandırılması gereklidir. Bu nedenle, yoksulluk nafakasına ilişkin şartlar boşanma tarihine göre incelenir ve varsa yoksulluk nafakasına hükmedilir.

Ancak, boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen veya daha fazla kusurlu olan eş, yoksulluk nafakası talep edemez

 

İştirak Nafakası

Türk Medeni Kanunumuzun 182. maddesinin 3. ve 4. fıkraları ile 327. maddesi ve diğer ilgili madde hükümleri uyarınca, müşterek çocukların bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler anne ve babanın yükümlülüğündedir.

İştirak nafakası, boşanma veya ayrılık kararıyla velayeti kendisine verilmeyen eşin, velayet verilen eşe, müşterek çocuğun bakımı, eğitimi ve diğer giderleri için ödemesi gereken bir nafaka türüdür. Bu nafaka, ergin olmayan çocuk lehine talep edilmeden de hakim tarafından hükmedilebilir. Eşlerin kusur durumu burada önem arz etmez çünkü nafaka, çocuğun barınma, eğitim ve yetiştirilme giderlerine yöneliktir.

İştirak nafakası, Türk Medeni Kanunu’nun 329. maddesinde belirtilen kişiler tarafından talep edilebilir. Bu madde; “Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. Ayırt etme gücüne sahip olmayan küçük için gereken hâllerde nafaka davası, atanacak kayyım veya vasi tarafından da açılabilir. Ayırt etme gücüne sahip olan küçük de nafaka davası açabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Nafakanın sonlanması ise çocuğun 18 yaşını doldurması, mahkeme kararı ile ergin kılınması veya evlenmesiyle gerçekleşir. Eğer çocuk ergin olsa bile eğitimine devam ediyorsa, örneğin üniversitede okuyorsa, eğitimi sona erene kadar nafaka yükümlülüğü devam eder.

Nafakanın ödenmemesi durumunda yukarıda bahsedilen yoksulluk nafakasının ödenmemesinde geçerli olan yasal süreçler iştirak nafakası içinde geçerlidir. Yani, icra takibi yapılabilir. İcra Ceza Mahkemesi, nafaka borçlusunu 3 ay süreyle tazyik hapsine mahkum edebilir.

 

 

BOŞANMADAN BAĞIMSIZ NAFAKA TÜRLERİ

Nesep Davası İle Açılan Tedbir Ve İştirak Nafakası

TMK Madde 282- Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur.

Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulur.

Soybağı ayrıca evlât edinme yoluyla da kurulur.

TMK Madde 333- Babalık davası ile birlikte nafaka istenir ve hâkim, babalık olasılığını

kuvvetli bulursa, hükümden önce çocuğun ihtiyaçları için uygun bir nafakaya karar verebilir.

Çocuk ile gerçek baba arasındaki soybağı ilişkisi babalık hükmünün kesinleşmesiyle tesis edilmiş olur ve çocuk evlilik birliği içinde dünyaya gelen çocuğun hakları ile aynı haklara sahip olur.

Babalık davası ile birlikte nafaka istenir ve hakim, babalık olasılığını kuvvetli bulursa, çocuğun ihtiyaçları için dava tarihinden itibaren başlayacak şekilde aylık nafakaya hükmedebilir.

Nafaka miktarında, çocuğun ihtiyaçları, varsa çocuğun geliri ile tarafların ekonomik durumları dikkate alınır.

Babalık davasında hüküm altına alınan nafakanın, babalık hükmünden sonra arttırılması ya da azaltılması, boşanma kararından sonraki nafaka talepleri ile aynıdır.

Çocuk reşit olmuş ise eğitimine devam ettiği sürece babalığına hükmedilen kişiden yardım nafakası talep edebilecektir.

 

Yardım Nafakası

TMK Madde 364- Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve

altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.

Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır.

Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.

 

Yardım nafakası, boşanma, ayrılık ve evliliğin iptalinden kaynaklanan nafaka türlerinden farklıdır.

Bu hüküm, üstsoy ve altsoy kan hısımları ile kardeşler arasında nafaka yükümlülüğünü belirler. Nafaka talep eden kişinin, yoksulluğa düşecek olması gerekmektedir. Aynı zamanda, yardım nafakası alacaklısının refah içinde olmaması durumunda nafaka talep edilemez.

Evlat edinen ve evlat edinilen arasında da soybağı kurulduğu için evlat edinen, evlat edinilen için nafaka yükümlülüğü taşır. Ancak, nafaka talep edilen kişilerin refah içinde olması, nafaka yükümlülüğünün bir koşuludur.

Eşler ve ana-baba arasındaki nafaka yükümlülükleri dışında kalan durumlarda, nafaka davası açma hakkı, mirasçılıktaki sıralamaya göre belirlenir. Birden fazla nafaka yükümlüsü varsa, nafaka isteme sırası öncelikle mirasçılık sırasına göre belirlenir. Aynı derecede birden çok hısım varsa, hepsinden birden nafaka istenebilir ve hâkim bunları paylaştırabilir.

Nafakanın miktarı ve ödeme biçimi, mahkeme tarafından belirlenir. Tarafların yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir ve nafaka miktarının belirlenmesinde nafaka talep edenin geçimi için zorunlu olan miktar ile nafaka yükümlüsünün ödeme gücü göz önünde bulundurulur. Ayrıca, hâkim istem halinde nafakanın gelecek yıllarda ödeneceği miktarı belirleyebilir.