Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat

BOŞANMADA MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT

Boşanma sürecinde, tarafların maddi ve manevi açıdan zarar görmesi durumunda tazminat talep etme hakkı ortaya çıkar. Türk Medeni Kanunu’nun 174. Maddesi, bu konuda temel prensipleri belirler. Kusursuz veya daha az kusurlu olan taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi veya manevi tazminat isteyebilir. Bu talepler, ekonomik kayıpları veya duygusal acıları karşılamak amacıyla ortaya çıkar.

Anlaşmalı boşanma davalarında, taraflar genellikle maddi ve manevi tazminatın miktarını ve ödeme koşullarını kendi aralarında belirlerler. Ancak çekişmeli boşanma davalarında, mahkeme tarafından kusur tespiti yapılarak tazminat miktarı belirlenir. Hâkim, tazminat miktarını tarafların ekonomik durumunu ve kusurun ağırlığını göz önünde bulundurarak takdir eder.

Her boşanma davası benzersizdir ve tazminat miktarı da bu benzersizliğe göre belirlenmelidir. Bu nedenle, her durum için aynı standartlar geçerli olmayabilir. Hâkim, adaleti ve dengeli bir sonucu sağlamak için her durumu ayrıntılı bir şekilde değerlendirir.

Sonuç olarak, boşanma sürecinde tarafların tazminat talep etme haklarını kullanırken yasal düzenlemelere ve mahkeme kararlarına uygun davranmaları önemlidir. Her iki tarafın da adil bir şekilde muamele görmesi ve haklarının korunması, boşanma sürecinin en önemli unsurlarından biridir.

 

BOŞANMADA MADDİ TAZMİNAT

Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesi, boşanma davalarında maddi tazminatın çerçevesini belirlemektedir. Bu maddeye göre, boşanma nedeniyle mevcut veya beklenen menfaatleri zarar gören kusursuz veya daha az kusurlu olan taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat talep edebilir.

Maddi tazminat talebinde bulunacak kişinin evliliğin sona ermesiyle maddi kayıp, zarar veya ileride doğması beklenen bir zararın mevcut olması gerekmektedir. Kusurlu olan eş, maddi tazminat talep etme hakkına sahip değildir. Talep eden kişinin zararı ispat etmesi önemlidir, bu nedenle hukuki destek alması gerekebilir.

Mahkeme, maddi tazminatı toplu olarak veya irat şeklinde ödenmesine karar verebilir. İrat biçiminde ödenen tazminatın, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi, fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması veya haysiyetsiz hayat sürmesi gibi durumlarda kendiliğinden sona ereceği belirtilmiştir. Ayrıca, tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılması kararı alınabilir.

Maddi tazminat, boşanma sürecinde kusurlu olan eşin, kusuru nedeniyle doğan zararı telafi etmek amacıyla ödediği bir tür cezai yaptırımdır. Bu nedenle, talep eden tarafın evlilikten kaynaklanan haklarının zarar gördüğünü ve bunun diğer eşin kusuruyla ilişkilendirildiğini kanıtlaması önemlidir.

Boşanmada Maddi Tazminat Şartları:

  1. Boşanma Kararı: Maddi tazminata hükmedilebilmesi için evliliğin boşanma kararıyla son bulmuş olması gerekmektedir. Bu karar, boşanma davasıyla birlikte açılabilir veya boşanma kararı kesinleştikten sonra bağımsız bir dava şeklinde de açılabilir.
  2. Kusur Durumu: Maddi tazminat talep edenin kusursuz veya daha az kusurlu olması gerekmektedir. Daha fazla kusurlu eş, hiçbir şekilde maddi tazminat talebinde bulunamazken, kusursuz veya daha az kusurlu eşlerin talebi değerlendirilir.
  3. Zarar Görmüş Olma Durumu: Maddi tazminat talep edenin mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zarar görmüş olması gerekmektedir. Bu zararın belirlenmesi, tazminat talep eden tarafın menfaatlerinin boşanma sebebiyle zedelenip zedelenmediğinin tespitiyle sağlanır.
  4. Boşanma Sebebiyle Talep Edilmesi: Maddi tazminat, boşanma sebebiyle talep edilmelidir. Eşler, boşanma dışında nedenlerle birbirlerine tazminat davası açamazlar. Tazminat talebi, boşanma sebebine dayanmalıdır.
  5. Türk Medeni Kanunu Şartları: Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen tüm şartların birlikte meydana gelmiş olması gerekmektedir. Bu şartlar; evliliğin boşanma ile sona ermiş olması, maddi tazminat talep edenin kusursuz veya daha az kusurlu olması, mevcut veya beklenen menfaatlerin zarar görmüş olması ve boşanmaya neden olan olaylar sebebiyle tazminat talebinde bulunulmasıdır.

Bu şartların tamamının sağlanması durumunda, çekişmeli veya anlaşmalı boşanma davalarında maddi tazminata hükmedilebilir. Ancak bu süreçte uzman bir boşanma avukatıyla çalışmak, hak kaybını önlemek adına önemlidir.

 

Boşanmada Maddi Tazminat Nasıl Hesaplanır?

Boşanmada maddi tazminatın hesaplanması ve miktarının belirlenmesi, çeşitli faktörlere dayalı bir süreçtir ve her durum için özelleştirilmiş bir değerlendirme gerektirir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, maddi tazminat sadece zenginleşme aracı değildir ve talep eden tarafın mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma nedeniyle zedelendiği ispatlanmalıdır.

Maddi tazminatın hesaplanmasında dikkate alınması gereken unsurlar şunlardır:

  1. Evlilik Süresi: Eşlerin ne kadar süredir evli oldukları, tazminatın miktarını etkileyen önemli bir faktördür. Uzun süreli bir evlilik, tazminat talebini destekleyebilir.
  2. Eşlerin Yaşları: Eşlerin yaşları, gelecekteki kazanç potansiyelleri ve iş bulma olanakları üzerinde etkili olabilir.
  3. Ekonomik Durum: Tarafların ekonomik durumu, gelir düzeyleri ve mal varlıkları dikkate alınır. Maddi tazminatın miktarı, ekonomik durumlarına göre belirlenebilir.
  4. Sosyal Güvenlik: Eşlerin sosyal güvenlik durumu da göz önünde bulundurulur. Boşanma sonrası sosyal güvenlik haklarının kaybı, maddi tazminat talebini güçlendirebilir.
  5. Eşlerin İş Bulma Olanakları: Boşanma sonrası eşlerin iş bulma ve yeniden iş hayatına katılma olanakları da dikkate alınır. Bu, maddi tazminatın miktarını etkileyebilir.
  6. Kusur Dereceleri: Tarafların boşanma sürecindeki kusur dereceleri, maddi tazminatın belirlenmesinde önemli bir rol oynar. Ağır kusurlu olan tarafın, daha fazla tazminat ödemesi beklenir.
  7. Mevcut ve Beklenen Menfaatler: Boşanma nedeniyle zarar görmüş olan mevcut ve beklenen menfaatlerin tespiti önemlidir. Örneğin, bir ev hanımının boşanma sonrası sağladığı bakım ve sosyal güvenlik haklarının kaybı, maddi tazminat talebini haklı çıkarabilir.
  8. Diğer Hususlar: Tarafların yaşam standartlarındaki değişim, yoksulluk nafakası, ziynet alacağı gibi diğer faktörler de göz önünde bulundurulur.

Hâkim, bu unsurları değerlendirerek adil bir karar verirken hakkaniyet ilkesine de uygun davranır. Maddi tazminat miktarı, genellikle toplu olarak veya irat şeklinde ödenir ve ödeme şekli de hâkim tarafından belirlenir.

 

BOŞANMADA MANEVİ TAZMİNAT

Boşanma davalarında, evliliğin sona ermesine neden olan olaylar sonucunda kişilik hakları zedelenmiş olan eş, kusurlu diğer eşten uygun bir para miktarı talep edebilir. Bu talep, şeref, haysiyet ve onurun ihlal edilmesi gibi durumlarda ortaya çıkar. Örneğin, aldatılma, aşağılanma veya psikolojik şiddet gibi nedenler manevi tazminat talebi için örnek gösterilebilir.

Kusursuz veya daha az kusurlu eş, aile bütünlüğünün, şerefinin ve psikolojik durumunun olumsuz etkilendiğini kanıtlarsa manevi tazminat talep edebilir. Mahkeme, uğranılan haksızlığın derecesini göz önünde bulundurarak tazminat miktarını belirler. Genellikle toplu bir şekilde ödenen manevi tazminat, talep eden tarafın faiz talebinde bulunması durumunda faizle birlikte ödenebilir.

Anlaşmalı boşanma davasında manevi tazminat miktarı taraflar arasında belirlenebilir veya taraflar, manevi tazminattan feragat edebilir.

Son olarak, manevi tazminat kararının sonradan ıslah edilemeyeceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, tarafların dikkatli ve bilinçli bir şekilde hareket etmeleri önemlidir.

 

Boşanmada Manevi Tazminat Şartları

Boşanma davalarında manevi tazminat talep edebilmek için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesinin 2. fıkrasına göre, bu şartlar şunlardır:

  1. Evlilik birliğinin sona ermesi: Evliliğin boşanma ile sonuçlanmış olması gerekmektedir.
  2. Kişilik haklarının ihlali: Manevi tazminat talep eden eşin kişilik hakları, diğer eşin davranışları nedeniyle saldırıya uğramış olmalıdır. Bu ihlaller, tehdit, hakaret, iftira gibi aşağılayıcı ve korkutucu davranışlar şeklinde olabilir.
  3. Kusurlu davranış: Manevi tazminat talep edilen eş, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olmalıdır. Yani, boşanmaya neden olan davranışlarda diğer eşin kusuru bulunmalıdır.
  4. Talep konusunun kaynağı: Manevi tazminat talebinin konusu, boşanmadan ve boşanmaya sebebiyet veren olaylardan kaynaklanmalıdır. Diğer bir deyişle, manevi tazminatın talep nedeni, boşanmaya sebep olan olaylarla ilgili olmalıdır.

Manevi tazminat miktarı genellikle hâkimin takdirine bağlıdır. Hâkim, tazminat miktarını belirlerken tarafların yaşadığı ruhsal sıkıntıları, tazminat ödeyecek olanın mali durumunu ve talep edilen miktarın makul olup olmadığını dikkate alır.

Kişilik Hakkının İhlali:

Boşanma davalarında manevi tazminat talebinde bulunabilmek için, öncelikle kişilik haklarının ihlal edilmiş olması gerekmektedir. Kişilik haklarının ihlali, Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesinde belirtilen bir dizi kriteri karşılamayı gerektirir.

  1. Tehdit, Hakaret veya İftira: Kişilik haklarının ihlal edilmesi genellikle tehdit, hakaret, iftira gibi aşağılayıcı ve korkutucu davranışlarla ilişkilendirilir. Eşin, diğer eşe karşı bu tür eylemlerde bulunması, kişilik haklarının saldırıya uğramış olmasına neden olabilir.
  2. Ruhsal Tahribat: Kişilik haklarının ihlali sonucu ruhsal tahribat meydana gelir. Bu, manevi tazminat talep eden eşin duyduğu üzüntü, elem, keder ile ruhsal olarak yıpranması şeklinde kendini gösterebilir.
  3. Kusurlu Davranış: Kişilik haklarına saldırının varlığı için, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu davranışın bulunması gerekir. Yani, diğer eşin, kişilik haklarına saldıran davranışlarda bulunarak boşanmaya yol açmış olması önemlidir.
  4. Olayların İlişkilendirilmesi: Kişilik haklarına saldırı, boşanmadan ve boşanmaya sebep olan olaylarla doğrudan ilişkilendirilmelidir. Talep edilen manevi tazminatın, bu olaylarla bağlantılı olması önemlidir.

Kişilik haklarının ihlali, boşanma sürecinde ciddi bir konudur ve manevi tazminat talebinin temelini oluşturur. Bu ihlallerin varlığı, mahkemeler tarafından dikkatle incelenir ve değerlendirilir. Manevi tazminat talebinde bulunan eş, kişilik haklarına saldırıya uğradığını kanıtlamakla yükümlüdür ve bu, boşanma davasında önemli bir argüman olarak kullanılır.

 

Boşanmada Manevi Tazminat Miktarının Hesaplanması

Manevi tazminat talebinin konusu, boşanmadan ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarla doğrudan ilişkilendirilmelidir. Bu talep, boşanmaya sebep olan olaylar neticesinde kişilik haklarına saldırıya uğramış olan eşin duyduğu elem, keder, yaşama sevincindeki azalma gibi olumsuz duygusal ve/veya fiziksel acılarını kapsar.

Manevi tazminat miktarının belirlenmesi, hâkimin takdirine bağlıdır. Hâkim, tazminat miktarını belirlerken tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını, kusur ve derecesini, orantılılık ilkesini göz önünde bulundurur. Tazminat miktarının belirlenmesinde, manevi zararın niteliği ve ciddiyeti de göz önünde bulundurulur.

Hâkim, tazminat miktarını belirlerken, tazminat hukukunun genel ilkeleri ile tarafların durumunu dikkate alır. Örneğin, tazminat talep eden kişinin ruhsal tahribatı, tazminat ödeyecek olan kişinin mali gücü, talep edilen miktarın makul olup olmadığı gibi faktörler göz önünde bulundurulur.

Manevi tazminatın miktarı genellikle toplu olarak ve tek seferde ödenir. Hâkim, tazminat miktarını belirlerken, bir tarafı zenginleştirmemek ve diğer tarafı fakirleştirmemek için ölçülülük ilkesine uygun bir şekilde karar vermelidir.

 

Boşanmada Tazminat Taleplerinde Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süreler

Boşanma davalarında hükmedilecek olan maddi tazminat veya manevi tazminat, boşanmanın ferileri arasında yer alır. Bu tazminatlar, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava haklarındandır. Türk Medeni Kanunu’nun 178. maddesi, bu tazminat taleplerinin zamanaşımı süresini düzenlemektedir.

Türk Medeni Kanunu’nun 178. maddesine göre, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Bu süre, kanunda açıkça belirtilmiş olup, hâkim tarafından resen dikkate alınmayacak ve davalı tarafından zamanaşımı def’i olarak ileri sürülmelidir.

Gerek maddi tazminat gerekse manevi tazminat, boşanma davası ile talep edilebileceği gibi ayrı bir dava ile de ileri sürülebilir. Ancak, tazminat talebinin boşanma davasından sonra ayrı bir davada ileri sürülmesi halinde, Türk Medeni Kanunu’nun 178. maddesi gereği boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde tazminat davasının açılması gerekir. Bu şekilde, evliliğin boşanma nedeniyle son bulmasından doğan dava hakları, belirlenen zamanaşımı süresinin sonunda zamanaşımına uğrar.

 

Tazminatın Faiz Başlangıç Tarihi

Taraflar arasında görülen boşanma davasında, mahkeme tarafından maddi ve manevi tazminat, ziynet eşyası, nafaka, vekalet ücreti yönünden vermiş olduğu karar adına temyiz yoluna başvurulmuştur. Yerel mahkeme, manevi tazminat ödenmesine hükmetmiş ve manevi tazminatın faizini dava tarihinden geçerli olmak kaydıyla karar vermiştir.

Ancak Yargıtay, mahkemenin faize ilişkin vermiş olduğu kararı bozmuştur. Gerekçesinde ise manevi tazminatın boşanmanın eki niteliğinde olduğu ve ancak boşanmanın kesinleşmesi ile muaccel hale gelebileceğinden boşanma tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2004/8517 Esas, 2004/9126 Karar)

 

Boşanma Davası Harç Miktarları ve Vekalet Ücreti

Boşanma davaları, maddi ve manevi tazminat talepleriyle birlikte sıklıkla görülen hukuki süreçlerdir. Bu taleplerin mahkemeye sunulmasıyla ilgili harç miktarları ve avukatlık vekalet ücretleri belirli kurallara tabidir.

Boşanma davası ile talep edilen maddi ve manevi tazminatlar, boşanmanın fer’i olduğundan ayrıca harç ve vekalet ücreti ödenmez. Ancak, boşanma davasının mahkemeye dosyalanması için harç, avans ve masraflar için belirli bir miktar ödenmesi gerekmektedir. 2024 yılı harçlarına göre boşanma davasının dosyalanması için yaklaşık 2.132,00 TL ödenmesi gerekmektedir.

Maddi ve manevi tazminat taleplerinin boşanma davasının sonuçlanmasından itibaren 1 yıl içinde ayrı bir dava olarak ileri sürülmesi durumunda, Harçlar Kanunu ve ilgili mevzuat gereği harç ve masraflar söz konusu olacaktır. Ayrıca, nispi vekalet ücretine de hükmedilebilir.

Boşanmada maddi ve manevi tazminat davası avukatlık ücreti Türkiye Barolar Birliği ve yerel baroların belirlediği tarifelere göre şekillenir. Boşanma avukatları en az Türkiye Barolar Birliği’nin yayınladığı 2024 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre avukatlık ücreti almak zorundadır. Bu ücret tarifesinin altına düşülmesi yasaktır. Ayrıca her şehrin kendi yerel barosunun yayınladığı ücret tarifesi de vardır. Boşanma avukatları hem TBB’nin hem de yerel baroların ücret tarifesine bakarak ücret belirler. Türkiye Barolar Birliği’nin Asgari Ücret Tarifesi ‘ne göre 2024 yılında boşanma davasının asgari avukatlık ücreti 17.900 TL tutarındadır. İstanbul Barosu’nun 2024 Ücret Tarifesi ’ne göre anlaşmalı boşanma davaları 52.500 TL, çekişmeli boşanma davaları 78.000 TL üzerinden ücretlendirilebilir. Eğer boşanma davasında maddi ve manevi tazminat talepleri varsa dava değerinin en az %15’i oranında avukatlık ücreti ödenmesi tavsiye edilir.

 

BOŞANMADA TAZMİNATLARLA İLGİLİ SIK SORULAN SORULAR

Aldatılan Eş, Üçüncü Kişiden Manevi Tazminat Talep Edebilir mi?

Zina, evlilik birliğinin en temel unsurlarından biri olan sadakat ve güvenin ciddi şekilde ihlal edilmesi anlamına gelir. Zina nedeniyle aldatılan eşin kişilik hakkının ihlal edildiği ve dolayısıyla diğer eşe karşı manevi tazminat talebinde bulunabileceği açıktır. Ancak, bu durumda merak edilen sorulardan biri, zina eylemine katılan üçüncü kişiye karşı da manevi tazminat talebinin ileri sürülüp sürülemeyeceğidir.

Uzun bir süre boyunca yargı kararlarında ve hukuk literatüründe bu konuda bir içtihat birliği oluşmamıştır. Ancak, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.07.2018 tarihli kararıyla bu konuda netlik kazanmıştır. Söz konusu kararda, zina eylemine katılan üçüncü kişinin davacı eşin manevi zararlarından sorumlu tutulamayacağına hükmedilmiştir. Böylece, yargı kararları arasındaki farklı uygulamalar sona erdirilmiş ve üçüncü kişiye karşı manevi tazminat talebi imkânı ortadan kaldırılmıştır.

Bu kararla birlikte, zina sebebiyle boşanmada üçüncü kişiye karşı manevi tazminat talebinin geçersiz olduğu ve yalnızca aldatılan eş ile eşine karşı bu talebin ileri sürülebileceği kabul edilmiştir. Dolayısıyla, üçüncü kişilere karşı manevi tazminat talebi, yasal olarak kabul edilebilir bir talep olarak değerlendirilmemektedir.

 

Boşanmada Eşit Kusur Halinde Tazminata Hükmedilir mi?

Boşanmaya sebep olan olaylarda, eşlerin kusur tespiti yapılarak tazminat ödenmesine hükmedilir. Bu nedenle, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olan veya daha ağır kusurlu olan tarafın tespiti önemlidir.

Tarafların her ikisinin de boşanmada eşit kusuru olduğu durumlarda, tazminat talepleri genellikle reddedilir. Eşit kusur durumunda, her iki taraf da birbirlerine eşit zarar vermiş kabul edilir ve tazminat ödenmesine hükmedilmez.

Mahkemece, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkek ağır kusurlu bulunmuş ve buna bağlı olarak davacı kadının Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2. maddesi kapsamındaki maddi ve manevi tazminat talepleri kabul edilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı kadının eşine sürekli yalan söylemek suretiyle onun güvenini sarstığı, borçlandığı, eşine hakaret ettiği, davalı erkeğin ise eşine fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. O halde, gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden, erkeğin ağır kusurlu kabulü ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2. maddesi gereğince, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. (Yargıtay 2. HD. – 2016/9490 Karar).

 

Boşamada Hangi Durumlarda Manevi Tazminat Davası Açılabilir?

Yargıtay, hangi davranışların kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilebileceğine dair içtihatları ile ışık tutmuştur:

  • Kocanın cinsel ilişki kuramaması
  • Olağandışı cinsel ilişkiye zorlamak
  • Cinsel istismar
  • Eşin hastalığıyla ilgilenmemek
  • Çocukların hastalığıyla ilgilenmemek
  • Hamilelikte ilgilenmemek
  • Doğumla ilgilenmemek
  • Kürtaja zorlamak
  • Fiziksel şiddet uygulamak
  • Sadakatsizlik
  • Eşi istemediğini, sevmediğini söylemek
  • Kovmak
  • Tehdit ve hakaret etmek, aşağılamak
  • Güven sarsıcı davranışta bulunmak
  • Beddua etmek
  • İftira etmek
  • Dedikodu çıkarmak
  • Suçlamak
  • Ailesini istememek
  • Düğün yapmamak
  • Kabaca hitap etmek
  • Eve haciz gelmesine sebep olmak

Yukarıdaki davranışların affedildiğine yönelik göstergeler olması halinde ise yaptırıma hükmedilmez. Taraflar manevi kişiliklerini zedeleyen olaylardan sonra barışmış ise veya hoşgörü gösterdiler ise ceza verilmez.

 

Çalışmayan kadın tazminat öder mi?

Çalışmayan Kadın Boşandığı Kocasına Maddi Tazminat Ödeyebilir.

Yargıtay 2. HD 23.02.2021 tarih, 2021/1110 E., 2021/2529 K. sayılı ilamı ile; “…kadın tarafından evlilik birliği içerisinde yemek, ütü, temizlik, çamaşır, bulaşık gibi ev işlerinin yapılması, çocukların bakım ve sorumluluğunun üstlenilmesi gibi durumların da evlilikteki mevcut ve beklenen menfaatler kapsamında sayılması gerektiği, kadının düzenli bir işi ve gelirinin bulunmayışının, davacı erkek yararına TMK’nun 174/1. maddesi kapsamında maddi tazminatın tayininde değil ancak ve ancak maddi tazminatın belirlenmesinde dikkate alınabilecek olduğu, hal böyle olunca boşanmaya sebebiyet veren olaylarda maddi tazminat isteyen davacı erkeğin, davalı kadından daha fazla veya eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu erkeğin en azından anılan yönlerden davalı kadının maddi desteğini yitireceği anlaşılmalıdır.” şeklinde, kadının çalışmamasına rağmen boşandığı kocasına tazminat ödemesine karar vermiştir.

 

Düğün takıları talebi boşanmada tazminat talebi midir?

Hayır, değildir. Düğünde takılan takılar nedeniyle tazminat istenmesi boşanmanın eki niteliğindeki maddi tazminat niteliğinde değildir. Nispi harç tamamlattırılarak değerlendirilmesi gerekir. Yargıtay 2. HD. 12.06.2013, 2013/3880 E., 2013/16273 K.

 

Boşanmada tazminat miktarı emsal Yargıtay kararı

Mahkemece davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının reddine, davalı karşı davacı kadının karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına 4.000 TL maddi, 4.000 TL manevi tazminata hükmedilmiş, kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine karar, Dairemizce kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu belirtilerek bozulmuş, yerel mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davalı karşı davacı kadın yararına 25.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminata hükmedilmiş, bu sefer davacı karşı davalı erkeğin temyizi üzerine karar Dairemizce “Davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddi tazminatın çok olduğu” gerekçesi ile bozulmuş, davalı karşı davacı kadın tarafından bu ilama karşı süresinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde; tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur durumlarına, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran davalı karşı davacı kadın yararına mahkemece hükmolunan maddi tazminat uygun olduğu halde kararın “Kadın yararına maddi tazminatın çok olduğundan” bahisle bozulması hatalı olmuştur. Davalı karşı davacı kadının karar düzeltme talebi haklı ve yerinde olup, kabulü ile kısmen onama kısmen bozmaya dair Dairemiz ilamının 2. bendinin kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının kadın yararına hükmolunan maddi tazminata yönelik bölümünün de onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. Yargıtay 2. HD. 28.06.2021, 2021/4343 E., 2021/5322 K

 

  • Mevcut ve beklenen menfaatin yalnızca para ile değerlendirilebilen bir kavram olmamasından mütevellit, diğer tüm şartların varlığı halinde geliri olmayan ve ev hanımı olan kadının da maddi tazminat ödemesi gerektiğine; kadının çalışmıyor olmasının yalnızca tazminatın miktarını belirlerken dikkate alınması gereken bir husus olduğuna ilişkin karar,

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/1110 E., 2021/2529 K. sayılı kararı

“…

… Türk Medeni Kanunu’nun “Maddi ve manevi tazminat” başlıklı 174. maddesinin 1. fıkrası; “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. ” hükmünü içermektedir.

Maddi tazminat, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan talep ettiği tazminattır. (TMK m.174/1)

Maddi tazminatın ön koşulu, talep edenin boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelenmesi, boşanma ve maddi zarar arasında nedensellik bağının bulunmasıdır. Başka bir sebepten kaynaklı kayıplar maddi tazminat kapsamında yer alamaz.

Mevcut menfaatlerin belirlenmesinde ise evliliğin taraflara sağladığı yararlar göz önünde bulundurularak tarafın maddi tazminat talebi değerlendirilir. Evliliğin boşanma ile sona ermesi hâlinde taraflar birliğin sağladığı menfaatlerden ileriye dönük olarak faydalanamayacaklardır. Beklenen menfaatler ise; evlilik birliği sona ermeseydi kazanılacak olan olası çıkarları ifade etmektedir.

Yine tazminat talep eden tarafın kusursuz veya daha az kusurlu olması gerekmektedir. Diğer maddi koşulu ise tazminat istenenin kusurlu olmasıdır.

Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde somut olayda; tarafların 26.04.2001 tarihinde evlendikleri, müşterek iki çocuklarının bulunduğu, taraflar arasındaki Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesine dayalı olarak karşılıklı açılan boşanma davalarının kabulü ile tarafların TMK m. 166/1-2 maddesi uyarınca boşanmalarına karar verildiği, hükmün gerekçesinde boşanmaya sebebiyet veren olaylarda sadakat yükümlülüğünü ihlal eden kadının, evlilik birliğinin gerektirdiği ekonomik ve sosyal yükümlülükleri yerine getirmeyen ve kadına fiziksel şiddet uygulayan erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğunun belirtildiği, hükmün kadın tarafından temyizi üzerine Dairemizin 01.10.2014 tarih ve 2014/7986 Esas, 2014/18982 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği ve taraflarca süresi içerisinde karar düzeltme yoluna başvurulmayarak 29.11.2014 tarihinde hükmün kesinleştiği, eldeki davanın ise 13.03.2015 tarihinde TMK’nın 178. maddesinde öngörülen bir yıllık sürede açıldığı anlaşılmaktadır.

Mahkeme kararının gerekçesinde, her ne kadar davalı kadının herhangi bir gelirinin bulunmadığı, maddi anlamda katkısı istenebilecek bir kişi olmadığı, bu durumda davacı erkeğin ispatlanan mevcut ve beklenen bir zararının bulunmadığı belirtilerek erkeğin maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiş ise de, maddi tazminatın ön koşullarından olan mevcut ve beklenen menfaat kavramının sadece para ile değerlendirilebilir bir kavram olmadığı, kadın tarafından evlilik birliği içerisinde yemek, ütü, temizlik, çamaşır, bulaşık gibi ev işlerinin yapılması, çocukların bakım ve sorumluluğunun üstlenilmesi gibi durumların da evlilikteki mevcut ve beklenen menfaatler kapsamında sayılması gerektiği, kadının düzenli bir işi ve gelirinin bulunmayışının, davacı erkek yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/1 maddesi kapsamında maddi tazminatın tâyininde değil ancak ve ancak maddi tazminatın miktarının belirlenmesinde dikkate alınabilecek bir ölçüt olduğu, hâl böyle olunca boşanmaya sebebiyet veren olaylarda maddi tazminat isteyen davacı erkeğin, davalı kadından daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu erkeğin, en azından anılan yönlerden davalı kadının maddi desteğini yitireceği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, TBK m. 50,51) dikkate alınarak davacı erkek yararına uygun miktarda maddi tazminata hükmedilecek yerde yazılı gerekçe ile talebinin reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. …”